Hatırlanacağı üzere; yaklaşık 1 yıl önce yani 15 Temmuz 2016 gecesi, ülkemizi, milletimizi, demokrasimizi, Cumhuriyetimizi, aydınlık geleceğimizi yok etmek isteyen asker kılığındaki üniformalı vatan hainleri harekete geçmiş, milletin silahlarını yine bu aziz ve fedakâr millete doğrultarak kanlı bir darbe girişiminde bulunmuşlardı. Ancak milletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve cesur duruşuyla, darbe girişimini sokak, cadde, havaalanı ve meydanları doldurarak, ölümü göze alarak adeta tarih yazarak hezimete, başarısızlığa uğrattı.
O gece, Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın;
“Ben bugüne kadar milletin gücünün üzerinde herhangi bir güç tanımadım ve tanımıyorum. Milletimi, şehirlerimizin meydanlarına ve havaalanlarına davet ediyorum. Gelsinler bakalım, bu millete ne yapabilecekler, görelim.” şeklindeki çağrısı üzerine yaklaşık 30 dakika içinde binler, onbinler, yüzbinler, milyonlar meydanları, havaalanlarını, cadde ve sokakları hınca hınç doldurarak demokrasisine sahip çıkmış ve bu topraklarda demokrasinin ve egemenliğin yegâne sahibinin millet olduğunu bir kez daha ortaya koymuş ve darbeye geçit vermemiştir. Adeta kükreyerek yeni bir kahramanlık destanı yazmış, darbecilerin ve ülkemizi Mısır’laştırmak, Suriye’leştirmek ve Irak’laştırmak isteyen arkasındaki odakların heveslerini kursaklarında bırakmıştır.
Diğer bir ifadeyle; 15 Temmuz gecesinde, her karış toprağı şehit kanıyla sulanmış bu cennet vatanımız, Fethullahçı Terör Örgütünün menfur ihanetine maruz kalmış ve aynı gece kahraman milletimizin şanlı direnişi ile bu ihanet kalkışması püskürtülmüştür. Böylece bu necip millet, vatan sevgisinin, millet sevgisinin, bayrak sevgisinin ne demek olduğunu ve bunlar için neler yapılabileceğini tüm dünyaya bir kez daha göstermiş, birlik ve beraberliğin en güzel örneğini sergilemiştir. O gece hep beraber, ateşten gömlekleri kefen niyetine giydik. Canımız pahasına geleceğimizi koruduk. Yurdumuzu işgale yeltenen şer odaklarına geçit vermedik. Rabbim, bu mücadeleye katılıp canını vererek şehit düşen ve gazi olan kardeşlerimizden razı olsun.
Zira 15 Temmuz gecesinin karanlığını, verdiğimiz 249 şehit ve 2797 gazimiz sayesinde aydınlığa çevirdik. FETÖ ve arkasındaki karanlık güçlerin ülkeyi ele geçirme planlarını bozup istiklalimize ve istikbalimize yeniden kavuşmuş olduk.
Sadece ülkemize, milletimize değil insanlığa karşı girişilen bu hain saldırı, Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın, güçlü liderliği ve cesur duruşuyla, tarihimizin iftiharla anacağı aziz milletimizin çelikleşmiş iradesi ve demokrasiyi koruma konusundaki azim ve kararlılığıyla püskürtülmüş ve yerle bir edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk milletinin milli iradesine karşı düzenlenen bu darbe girişimi bu hain darbe teşebbüsü,
- Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini emperyal güçlerin eline teslim etmeyi,
- Ülkemizin sömürgeci Batılı devletler tarafından daha rahat işgal edilebilmesi için gerekli zemini hazırlamayı ve ülkemizi bir kaos ortamına sürüklemeyi amaçlıyordu. Bu nedenle bu kalkışmayı yapan hainler, devlet kurumlarını ve milleti bombalamaktan çekinmediler.
249 şehit verdiğimiz o menfur gecede, ateş sadece düştüğü yeri yakmadı. Doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün Türkiye’nin, ülkesini seven herkesin yüreğini dağladı. Nice ocaklara ateş düştü. Bu nedenle, ölümüne sevdiğimiz vatanımız, milletimiz, bayrağımız, devletimiz, milli ve manevi değerlerimiz uğruna o menfur ve karanlık geceyi(15 Temmuz 2016’yı) unutmadık ve unutturmayacağız. Bu ihanetin üzerinin küllenmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bu nedenle aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi, 15 Temmuz gecesi, cesaretleriyle, dirayetleriyle, kararlı ve dik duruşlarıyla tarih yazanları asla unutmayacağız. Artık her yıl, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde kendilerini gönülden yâd edecek, hatıralarını gelecek nesillere aktaracağız. Bilgiyle mücehhez, imanlı ve yüreği vatan sevgisiyle, bayrak, millet sevgisiyle dopdolu siz birbirinden değerli gençlerimizle 2023’lere, 2071’lere, geleceğe yürüyeceğiz.
Sonuç olarak, bu cennet vatanı, bindiği dalı kesen, her türlü nimetinden müstefid olduğu kendi ülkesine ihanet eden, yediği kaba tüküren bu soysuzlara bırakmadık elhamdülillah… Bırakmayacağız…
15 Temmuz gecesinin hain karanlığında 249 koca yürek, şahadetleriyle vatanımıza hayat verdiler. Gazilerimiz, vatan aşkının destansı timsalleri oldular.
Cenab-ı Hakkın şu lütfuna bakın!! Milletimizin dini duygularını istismar ederek elde ettikleri paralarla yaptırdıkları bu okullarda bugün programlar yapıyoruz ve onları lanetliyoruz.
Üstad Necip Fazıl, Sakarya Türküsü adlı şiirinde ne güzel söylemiş; değil mi?
“Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.”
Şanlı zaferler, sadece tarih kitaplarında değil artık… Bu asil ve şerefli millet, bu hainlerin 15 Temmuz’daki ihaneti karşısında da gelecek nesillerin iftihar edeceği, büyük bir destan yazmıştır. İşte sizler, bu büyük destanın kahramanlarısınız… İstiklal Bülbülümüz M. Akif’in;
“Sahipsiz kalan memleketin batması haktır.
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.” mısralarının gereğini yaptınız. Memleketimize sahip çıktınız.
Karamsar olmaya, yese kapılmaya, endişe duymaya asla gerek yoktur. Zira, gelecek zamanlarımız geçmiş zamanlarımızdan çok daha güzel olacaktır. Ülkemiz, artık, 15 Temmuz öncesinden daha güçlüdür. İslam’ın gür sedası hiçbir zaman dinmeyecektir. Şairimiz Nurullah GENÇ’in dediği gibi:
“Tasalanma yiğidim, zaman bizden yanadır. /
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır. /
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır. /
Dünya düşman olsa da iman bizden yanadır.”
Cenab-ı Hak, Yüce kitabında şöyle buyuruyor: “Şüphesiz, Allah inananları savunur. Doğrusu Allah hiçbir haini, nankörü sevmez. (Hacc/38)
Değerli Erenlerli hemşehrilerim, 15 Temmuz akşamı T.C. Devleti Türk Siyasi Tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir büyüklükte hain bir saldırıya maruz kalmıştır. Düşmanın harp sahasında bile yapmadığı veya yapamadığı alçaklığı, hatta I. Dünya Savaşı’ndan sonra 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi uyarınca gerçekleştirilen o işgal döneminde bile batılı emperyal güçlerin yapmadığı adiliği bu asker görünümlü üç beş haramzade aziz milletimize reva görmüştür. Bu millete ait skorsky’lerle, F-16’larla havadan başta T.B.M.M, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, MİT Müsteşarlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Özel Harekât Daire Başkanlığı olmak üzere, bu ülkenin en stratejik noktalarına bomba yağdırmışlar, adeta ölüm kusmuşlardır. Masum ve savunmasız insanlara kurşun yağdırmışlardır.
Türkiye’yi parçalayacaklarını, devleti teslim alabileceklerini sanarak, 15 Temmuz gecesi harekete geçen hainler, ertesi gün akşam olmadan milletimiz tarafından hüsrana uğratılmışlardır. Bu darbe girişimi asker görünümlü Üniformalı bir ihanet şebekesi tarafından sadece devletimize karşı değil, aynı zamanda milletimize, Meclisimize, demokrasimize, Cumhuriyetimize, aydınlık yarınlarımıza ve şanlı ordumuza karşı yapılmıştır. Şüphesiz ki Ordumuz ve Mehmetçiğimiz bizim gözbebeğimizdir.
Sevgili çocuklar; T.C. Devleti, Milleti 7 bin yıllık geçmişi olan kadim bir devlet ve millettir. Bizler daha büyük meselelerimizi hep birlik ve beraberlikle atlatmışızdır. Kültürel, siyasal ve etnik farklılıklarımız olabilir ama vatan sevgisi, millet sevgisi, bayrak sevgisi, ezan sevgisi, demokrasi ve özgürlük tutkusu ortak paydamızdır. Binlerce yıldır beraber yaşıyoruz, bundan sonra da beraber yaşayacağız.
Bugüne kadar sıkıntıları birlikte göğüslemiş, sevinçleri birlikte yaşamış, acıları birlikte paylaşmışız. Bu nedenle bundan sonra da birlikteliğimizden asla ödün vermemeliyiz.
15 Temmuz’da, meydanlarda, tıpkı Çanakkale’de, İstiklal Savaşımızda olduğu gibi, bu asil millet tüm fertleriyle tek yürek olmuş, iradesini bir avuç darbeciye çiğnetmeyerek demokrasiyi sahiplenme konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur.
Diğer bir ifadeyle milletimiz, bu ülkeyi bölmek isteyen saldırganlara karşı Mohaç’da, Niğbolu’da, Kosova’da, Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da ne cevap vermişse, 15 Temmuz’da da aynı cevabı vermiştir. Zira vatanımız bizim için kutsaldır, bayrağımız, ezanımız bizim için kutsaldır. Bunları kanımız ve canımız pahasına olsa korumamız gerekiyordu.
Ayrıca Anadolu sıradan bir toprak parçası değildir. Şüheda ile yoğrulmuş böyle bir vatan parçası, dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Zor zamanlarımızda Enbiyanın, evliyanın, şühedanın, fukehanın, gurebanın, Allah dostlarının duaları hep yanımızda olmuş ve bizim en büyük zırhımız olmuştur.
Bu coğrafyayı bize vatan yapanlara, şanlı tarihimize, şehitlerimize, gazilerimize ve ülkemize karşı şükran borcumuzu ancak çok çalışarak, gecemizi gündüzümüze katarak, görevimizi hakkıyla yaparak ve ülkemizin kalkınması, gelişmesi ve muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkması için olağanüstü bir çaba sarf ederek ödemiş oluruz. O halde özetlemek gerekirse sırasıyla;
1. Çok okuyacağız. Bilgi ve teknoloji ile mücehhez hale geleceğiz, donanacağız.
a. Unutmamak gerekir ki, okuyacağımız her yeni kitap bizi daha bilgili kılacaktır, ufkumuzu açacaktır, mevcut bilgilerimize yeni bilgiler katacaktır.
b. Dünyada ve ülkemizdeki gelişme ve değişmelerden bizi haberdar edecektir.
c. Keza hayatı bize kolaylaştıracaktır. Edineceğimiz her yeni bilgi daha akıllı davranmamızı ve mesleğimizde başarılı olmamızı sağlayacaktır.
2. Çok çalışmalıyız.
3. Birbirimizi çok sevmeliyiz.
4. Şartlar ne olursa olsun birlik ve beraberliğimizden asla ödün vermemeliyiz.
5. Geçmişimize ve tarihimize sahip çıkmalıyız.
6. Aziz Şehitlerimizin yakınları ile kahraman gazilerimize maddi ve manevi olarak sahip çıkmalıyız. Gerek şehitlerimizin aileleri ve gerekse gazilerimiz, bu ülkenin bize emanetleridir. Onlara maddi ve manevi anlamda sahip çıkmak hepimizin namus borcudur. Ancak o zaman ecdadımıza iyi bir halef olduğumuzu gösterebiliriz.
Hepimiz şunu iyi bilmeliyiz. Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır. Bu vatan hepimizin. Vatanımızı seviyorsak, milletimizi seviyorsak işimizi iyi yapacağız. Öğrenci isek öğrenciliğimizi, öğretmen isek öğretmenliğimizi, memur isek memurluğumuzu, esnaf isek esnaflığımızı, çiftçi isek çiftçiliğimizi iyi yapacağız. Vatanımıza, devletimize, demokrasimize her şart ve durumda sahip çıkacağız.
Şeref ve haysiyetten nasibini almamış olan ve ülkemizi kana bulamak isteyen bu vatan hainlerine Allah bir daha fırsat vermesin inşallah.
Sözlerime burada son verirken, bir kez daha tüm aziz şehitlerimizi rahmet, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum. Hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Allah’a emanet olunuz, diyorum. 15/07/2017